DOĞAMIZI BİRLİKTE KORUYALIM
Bir ağaç bir can. Bir orman bir vatan
Dikili Ağacın Olsun
Benim de bir dikili ağacım olsun diyorsanız, sevdiklerinize uzun yıllar hatırlanacak bir hediye vermek istiyorsanız size bir davetimiz var.
Sosyal Sorumluluk
Geleceğe saygı ilkesiyle; yaşanabilir bir dünya, yeşil bir vatan, doğa ve insan için katkı, katılım ve desteklerinizi bekliyoruz.
Fidan Bağışı
Bir paket sigara parasına bir fidan bağışlayarak yok olan değerlerimize sahip çıkabilir, bu gidişe dur diyebilirsiniz.
Yaşama ve Yaşayana Saygı
Ülkemizin akciğerleri tükeniyor. Aldığımız her nefeste, zehir soluyoruz. Doğa’nın içinde yaşayan tüm canlıların en büyük hakkı yaşama hakkıdır.
Dayanışma İçin
Yeşil bir vatan için ağaçlandırma çalışmalarımızda bitki, fidan ve tohum talebinde bulunan herkese ulaşabilmemiz için desteklerinizi bekliyoruz.
Türkiye'yi Tohumluyoruz
Yeşil bir vatan için tohumlar fidana, fidanlar ağaça dönüyor. Milyonlarca tohumu toprakla buluşturuyoruz. Çocuklarımız ektiği tohumlarla büyüyor.
Dijital ve sentetik bir dünya dayatan küresel faşizme karşı organik bir yaşam hedefliyoruz. Yakılan yok olan ormanlarımız ve tüm canlıların yaşama hakkını savunuyoruz.


Türkiye Cumhuriyeti; toprağı vatan yapan, kahraman şehit ve gazilerimizin bizlere bıraktığı ulvi bir mirastır. Bu emanete sahip çıkanlar tüm milli, manevi, maddi ve kültürel değerlerini koruyanlardır. Yurtseverlik atalarımızdan bize miras bırakılan herşeyi gelecek nesillere bırakmaya mükellef olduğumuzun bilinciyle ve gayretiyle olur. Yeşil Vatan Türkiye Ağaçlandırma Projesinde bize katılarak, ülkemizin taşına, toprağına, ağacına, deresine, kurduna, kuşuna sahip çıkarak, Projemize gönüllü yada bağışcı olarak destek ol. Yarına umut ol.
- Türk Kültüründe Doğa ve Yaşam
Türk kültüründe çok eski çağlara dek giden bozkır kültürünün doğayla iç içe geçip onunla bütünleşen bir derinliği vardır. Türk insanı, doğayla kaynaştığı için duru ve önyargısız; yaşamdan kopmadığı için de devrimcidir. Doğayla uyumlu yaşamak, yaşamın kurallarını kavramayı, bu kavrayış da dünyayı tanımayı ve anlamayı sağlayan bir düşünce zenginliği yaratır. Yalın gerçek, doğa ve yaşamın kendisidir. Bu gerçeğe uyum, bozkır insanını sürekli yeniler ve geliştirir; onu olay ve olgular karşısında bilinçli ve direngen kılar, devrimci yapar. Anadolu yörükleri ve göçerler bu savın kanıtıdır.
- Ağaca verilen Değer
Eski Türkler, yaşlı ve ulu bir ağacın yanından geçerken ellerini birbirine bağlar, diz çöker ve böylece ona saygısını sunar. Ulu bir ağacın altına, saygısızlık olur gerekçesiyle uzanmaz.
Anadolu’da ağaç kültünün kalıntıları hala yaşamaktadır. Adana Dörtyol ve Çay arasındaki Cennet Ana adı verilen yerdeki ulu ağaç, hasta çocuklara öptürülür. Tahtacı kadınlar, ulu ağaca sarılarak kısırlıktan kurtulacaklarına inanır. Yörük boylarında kutsal sayılan ağacın altında yere uzanılmaz. Eski Türk inancına göre ulu bir ağaç, toprağın derinliklerine giden kökleri ve göğe uzanan dallarıyla gücün ve sonsuzluğun simgesidir.
- Yaşama ve Yaşayana Saygı
Doğayla kaynaşma ve ona gösterilen uyum, Türkler’e, etkisi günümüze dek gelen; barışçı ve eşitlikçi, adalete, söze, dürüstlüğe ve insana önem veren bir dünya görüşü kazandırmıştır. Yaşam hakkı kutsaldır ve insanla sınırlı değildir.
Hayvanlarla hatta bitkilerle olan ilişkilerde bile, onların yaşam hakkına saygı gösteren sanki bir “sözleşme” yapılmıştır. Hayvana karşı verilen savaşın yani avın, insanlar arasındaki savaş gibi kuralları vardır. Gereksiz hayvan öldürülmez, fazla kan akıtılmaz, hayvanın kemiği kırılmaz. Aynı kurallar, askeri savaşlarda da geçerlidir. Türklerde; toplu öldürme, işkence, soykırım yoktur.
- Doğa ve Takvim
Türkler’in doğaya verdiği önem, ilkelliğin göstergesi boş inançlar ya da güçsüzlüğün yol açtığı tapınma duyguları değildir. Her davranışın, yaşamı kolaylaştıran somut bir sonucu vardır. Tarihte ilk kez Türkler’in bulup kullandığı takvim doğayla oluşturulan birlikteliğin onlara sağladığı bir kazanımdır.
Ünlü 12 Hayvan Takvimi’ne göre, yıl içindeki her ayı bir hayvan temsil eder. Anadolu Yörükleri’nin kullandığı takvim, tümüyle hayvanların yaşam düzenini yansıtır. Bu takvime göre, hayvanların “gündüz gölgede uyuduğu gece otladığı Eşme ayı”, 20 Temmuz ile 1 Eylül arasıdır. Bu ayı, Aralığa kadar süren ve hayvanların “gündüz otladığı gece uyuduğu” Kara Yatak ayı izler. Sonra, hayvanların çardakta (ahırda) tutulduğu, Mart’a kadar süren Çardak ayı, daha sonra da Göç ayı gelir.
- Hayvan, Bitki ve Yaşam
Türk kültüründe baharın gelişini müjdeleyen nevruz bayramı, doğa'ya bağlılığın ve saygının bir nişanesidir. Yenisey Türkleri, sincabın kürkünün gri renge dönüşmesini baharın gelişi olarak kabul eder. Kuş, yol gösterdiğinden Hunlar için uğurlu bir hayvandır. Bulgar Türkleri, köpek ulumasını; güven, bereket ve bolluk habercisi olarak, sevinçle karşılar.
Eski Türkler’de, kurt bağımsızlık ve özgürlüğün simgesidir; kutsal bir hayvandır. (Günümüzde Sivas ve Tokat’da bir yolcunun önüne tavşan çıkarsa kötüye, kurt çıkarsa iyiye yorulur.) Yakutlar’da, guguk kuşu ölüm, dağ tavuğu yağmur, tavşan kuraklık habercisidir.
YEŞİL VATAN Türkiye Ağaçlandırma Merkezi birlikte çalışmaya ve iş birliğine açıktır.
Yeşil Vatan Türkiye Ağaçlandırma Merkezi olarak, tüm Türkiye genelinde başlattığımız ağaçlandırma seferberliğine, halkımızı, şirketleri, STK’ları, meslek örgütlerini, üyelerini ,yerel yönetimleri, tüm kamu, özel, tüzel kurum ve kuruluşları, yönetici ve çalışanları güç birliğine, davet ediyoruz. Dağlar, parklar, köylerimiz,şehirlerimizle yeşil bir vatan hayal ediyoruz.


Ülkemizde her insan bir tohum ekse, 80 milyon ağaç olur.
